Biz Yanıyoruz!Adana’ya, Osmaniye’ye, Antalya’ya, Mersin’e, Muğla’ya, Kastamonu’ya, Marmaris’e, kısaca tüm Anadolu’ya geçmiş olsun. Şehir ve ilçe merkezlerinde gerçekleşen bu yangınlarla beraber yangından etkilenmeyen bizlerinde içi yandı. Bu afetten etkilenen insanları, sosyal hayata, sosyal yaşama kazandırmak da elbette ki uzun bir süreç olacaktır. Bu yangınlarda zarar gören tüm canlılar bir tarafa, geleceğimizin, oksijen kaynaklarımızın heder olup gitmesi.
Benliğimizi kaybediyoruzBenliğimizi zamanla kaybediyoruz, bizi biz yapan değerleri, hissi değerlerimizi, aile yapılanmalarımızı, güven, sadakat gibi duygularımızı, çıkarsız dostluk duygusunu, karşılıksız iyiliği, dürüst olmayı, kısaca bizi, Türk toplumunun mihenk taşlarını kaybediyoruz! Milli ve dini her türlü bayramımızı kaybediyoruz. Dini bayramları yıllık iznimizden kullanmadan gidebileceğimiz tatil, milli bayramları alışverişe çıkabilecek bir gün olarak addediyoruz. Öyle ki özellikle milli
Amatör branş da, profesyonel başarı içinDeğerli okurlar, amatör branşlarla ilgili bu zamana kadar birçok söz söylenmiştir elbette ki, fakat söylenmeyenleri söylemek yine bize düştü. Şöyle geçmişe doğru biraz gidelim, hatta Altay dağlarına kadar gidelim. Çin Sarayına 40 kişi ile giden Kür Şat’a, Tuğrul Bey’e, Çağrı Bey’e, Alparslan’a, Fatih’e, at üstünde günlerce giden yiğitlere, günlerce elinden kılıcını kalkanını düşürmeden savaşan aslanlara,
Susulması Gereken Zamanlar, Hoş-Geldin Ya Şehr-i RamazanEvet değerli okurlar, Ramazan-ı şerifinizi tebrik ederek sizlerle bu hafta da birlikte oluyoruz. Susulması gereken zamanlar diyerek başladık ya yazımıza; iftar, sahur programlarını, sürekli söylenen sözleri, ezberlenen kavramları, ezberletenleri, anlatılamayanları, anlatamayanları eskiden nasıldı, şimdi nasıl?.. Gelin hep beraber değerlendirelim. “Başı rahmet, ortası marifet, sonu cehennem azabından kurtuluş” bu cümleyi ezberlemeyen kalmayana dek bütün vaiz makamları